5 Ekim 2013 Cumartesi

AHLAT VAKIF KAYITLARINDA ABRİ KÖYÜ

TÜRK-ISLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİ - TURK'S AND ISLAMİC CİVİLİZATİOAN, FOUNDATİONS, ART,HİSTORİCAL ART, HİSTORY
TÜRK KÜLTÜRÜ, AHLAT ve AHLAT VAKIFLARI
TÜRK KÜLTÜRÜ, AHLAT ve AHLAT VAKIFLARI
Sadi BAYRAM

IV. Ahlat Kültür Haftası Semineri, 22 Ağustos 1994 bildiri olarak sunulmuş, aynı yıl Ankara Monalisa Matbaası, s. 123-146.'da yayımlanmıştır.

Türk Kültür tarihimizde Ahlat şehrinin önemi büyüktür. Sultan Alp Arslan, Malazgirt ovasına Ahlat'tan hareket etmiş, Anadolu'yu ikinci defa ve ebediyyen Türk milletine kazandırmıştır.
Niye ikinci defa diye gençler arasında bir sual ortaya çıkarsa, peşinen cevaplandırmak isterim. Mukaddes kitaplara, efsanelere, bazı dil bulgularına ve bazı arkeolojik tabletlere göre Proto-Türkler'in ilk vatanı Güney Doğu Anadolu'dur. Bunun hakkında da iki kitap yayınlanmıştır (1).

Ahlat şehri; millî kültürümüzün bir mihenk taşıdır. Niye denirse, Açık Hava Müzesi niteliğindeki Ahlat Mezarlığı ortadadır, Sayın Karamağaralı Ailesi, benim bildiğim 1966 yılından beri hâlâ üzerinde çalışırlar ve Türk Sanatı ile ilgili çeşitli kongre ve seminerlerde konunun ehemmiyetini dile getirirler. Sayın Beyhan Karamağaralı Ahlat Mezarlığında 20 sanatkâr ismi tesbit etmiştir. Kitabı da 1972 yılında basılmıştır (2). Ahlat Künbetlerini hepimiz okumuş, kritiklerini, Anadolu'daki diğer numunelerle karşılaştırmasını yapmışızdır (3). Ve nihayet, Ahlatlı minber ustalarının eşsiz eserlerini (4), Türk kültürünün tapu senedi hüviyetindeki eserlerini görmüş, makalalerimizde kullanmışızdır. Acaba, XX.yüzyıla ulaşamadığından, yanıp-yıkıldığı için bugün bizim bilemediğimiz Ahlatlı san'atkârların ne kadar eserleri vardı ? Mimari ve ahşabın yanında , hat,tezhip, maden,cam, seramik, çini, ve benzeri zenaatkâr ustaların durumu ve eserleri varmıydı ? Nerede ? Hiç birimizin bu soruya cevap veremeyeceği açıktır.
O halde Anadolu Selçuklu, Beylik ve Osmanlı Dönemi Türk sanatına, Ahlat'ın katkısı, Ahlatlı ustaların emek ve tesirleri tartışılamaz.
Diğer taraftan Vakıflar Genel Müdürlüğü Kültür ve Tescil Dairesi Başkanlığı Arşivi'nde bulunan Ahlatla ilğili kayıtları gözden geçirir isek, hüsranla karşılaşırız. Zira, Selçuklu devri vakfiyeleri ve o meşhur eserlerin vakfiyeleri maalesef yoktur. 900 yıldan bu yana günümüze bu kayıtlar ulaşabilir mi ? Mahkemelerde bulunan 10 yıllık kayıtlar bile arşivlerden zor çıkıyor... Aslında, bütün Anadolu'daki Selçuklu vakıf kayıtları 65-70'i geçmemektedir (5). Padişah , Sadrazam ve vezir vakıflarına ait kayıtlar Hazine tarafından tutuluyordu. 1826 yılından yani, Evkaf-ı Hümayun'un teşekkül tarihinden itibaren Anadolu'daki vakıf kayıtları Başkentte toplanmaya başlandı. Elbette atlanan, elimden alınır düşüncesi ile kaydettirilmeyen vakıflar ekseriyettedir. Zamanın tahriplerini de unutmamak gerekir.
Vakıf kayıtları incelendiğinde:
1. 1967 numaralı defterin 157. sayfası ile 588 numaralı defterin 241 sıra 210 sayfasında : 17 Zilhicce 733 H/1333 M.tarihli Abdülmelik ibni Şeyh Ramazan'ın Cami ve Zaviye vakfı ( Liz'e bağlı Kesir'de) bulunmaktadır. Aynı vakfa ilave olarak Abri Köyü'nde Şeyh Abdülmelik'e teberruken 810 H./1408 M. tarihli zaviye vakfı; 823 H/1420 M. tarihli Pir Hüseyin zeyl vakfı kayıtlıdır ( Belge.1).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder